Translate

3 Şubat 2014 Pazartesi

MUTLULUK


Mutlu olmak nedir diye hep sorarım kendime... Bu sorunun gereksiz bir zaman kaybı olduğunu çok sonra öğrendim. Mutlu olmak için çok neden var çünkü:) Biz zor olanı yapıyor ve kendimizi tüm çevremizle mutsuz etmeyi başarabiliyoruz. Bu soru bile başlı başına mutsuzluk nedeni aslında.

Hepimiz çocukluğumuzda yaşadığımız mutluluğu dillendirir ve geçmişi özlemle şekillenen bir tebessümle  anarız.. Aslında değişen hiçbirşey yok. Değişen sadece öğrenmişliklerimiz... Bize dikte ettirilen korkularımız. Ormanda kurda inanan kırmızı başlıklı kız, üvey annenin avcıya öldürtmek istediği pamuk prenses, kavalcının ardından yok oluşa giden fareli köyün çocukları... Hep korkmayı öğrendik, güvensizliği ve içten içe itaat etmeyi.. 

Hırsızmış gibi hissettirildik, polisle korkutulduk; öğretmene hem etimiz hem kemiğimizlet teslim edildik; camide hocadan korkmayan bir öğrenci hatırlamıyorum... 30'lu 40'lı yaşlarında olanların ortak kaderi bu sanki...Bizlere sadece korkmak öğretildi... Var mı tersini söyleyebilecek olan... 

Şimdi çocuğuma okuduğum hikayelerde görüyorum geçmişimi... Mutlu gelecek için yeni masallar yazmak gerek aslında... Oğlum korkuyu öğrenmesin şimdiden, Ona yaşamı anlatacak bizim evin halleri hikayeler anlatıyorum... Bizim evin hallerinde, sarılmak var, güven var, mutlu olmak var.. Oğlum kendini mutsuz etmeyi öğrenmesin şimdiden:)

Yeni fark edişlerde görüşmek üzere sevgiyle kalın.

2 yorum: