Translate

1 Haziran 2015 Pazartesi

BERAAT KANDİLİNİ ANLATMAK...

Oğlum beni "anne" olarak sahiplendiğinden beri  mutlu anlarım her AN çoğalıyor.. Yaşamı, hayatımın parçası değil merkezi oluveriyor...

Mutlu anlarım; doğduğunda oluşan korkularımla başa çıkabilme gücü veriyor...



En çok ölmekten korktuğumu söyleyebilirim.. Oysa "yaşadıklarından pişman olmazsan ölmekten de korkmazsın" felsefem beni iyi idare ediyordu... Ta ki  o ana kadar....

Çocuğunu dünyada yalnız bırakmak, uzattığı eli tutamamak, seslendiğinde yanına koşamamak, canı yandığında sarılamamak, "anne" diye ağladığında  saçlarını okşayamamak, büyüdüğünü görememek...
Düşüncesi bile sarsıyor insanı...

Rabbim ayrılık acısı tattırmasın inşallah...

Babamı sonsuzluğa uğurladığımızda "bu acı hiç geçmez" demiştim..."bundan daha büyük acı olamaz"... Lakin "ölümün sıralısı" derken, denilmek isteneni anlama zamanı anne-baba olunca imiş...Her gece O`nun geleceği için dua ederken içimizin ezilmesi bundandır işte...

Bu gece beraat kandili ve sabah okul yolu sohbetimizde oğluma  konuştuk biraz. Anlayabileceği gibi anlatabilmek için biraz zorlansam da öyle tatlı idi ki tepkisi:)))



"Oğlum bu gece Beraat Kandili... Yani bonus bir gece:) Allah bu gece en çok biz insanlarla ilgileneceğini söylüyor. Bizlerin dileklerini tek tek dinleyip Dünyayı nasıl yönlendireceğine karar verecek..., Yaşayacağımız sürprizleri, kazançlarımızı, başarılarımızı, ömrümüzü şekillendirmek için kullanacak. Yani önce bizim ne istediğimizi dinlemek istiyor.
Dünyadaki insanlar savaş mı istiyor, barış mı istiyor; iyilik yapmak mı istiyor, kardeşlik mi istiyor, huzur mu istiyor...
 Elbette biz her zaman dualarımızı yapıyoruz ama bu gece karar verecek.. Bunu kullanalım değil mi oğlum.

 Hiç bir çocuk ağlamasın,  aç-susuz -annesiz babasız kalmasın, savaşlar olmasın, zalimler yok olsun. Sen içinden bile etsen dualarını duyacak ve çok önemseyecek emin ol. Kendin için ne istiyorsan söyle:))

Dikkatle dinledi. Kendi dünyasının isteklerini sıralarken diğer çocukları da unutmadı... "Her çocuk istediğinde şeker alabilsin" dedi...Ne kestirme bir anlatım aslında... Şeker alabiliyorsa, mutludur, aç değildir, susuz değildir... Şeker alabiliyorsa çocuklar,  savaşın ortasında değildir kimse...

Kendi süzgecinden geçirip akşama onlarca soru ile de gelebilir, hiç soru da sormayabilir. Akşam kandil simitlerimizi dağıtırken dualarına yenilerini ekleyecektir eminim:)

Bu gece çocuğundan ayrı anneler için, annesini babasını kaybetmiş çocukların acılarına merhem olacak dualar ile yalvaralım.. İlahi adalete inancımızı kaybedersek elimizde ne kalır...
bilmediklerimizin bildiklerimizden kat kat fazla olduğunu düşünüp "herkese hakkında hayırlı olanı nasip et Rabbim" diye noktalıyorum.

Çocuklarımız savaş, yokluk, yalnızlık, zulüm  görmesinler...
Bizlere ihtiyaçları olduğu sürece yanlarında olabileceğimiz bir ömür diliyorum Yaradandan...

Ve.... Her çocuk şeker alabilsin:)