Translate

13 Mart 2017 Pazartesi

DÜNYA HEP AYNI DÖNÜYOR...

Ebeveyn olmak insan hayatındaki en zor sorumluluk...

Sana ait olmayan bir canın tüm soumluluğunu alıp, şekillendirmek; neslin devamlılığı için, gerekenlerin yapılması için ikna etmek, görevlerini ezberletmek..

Çocuğuna,  yaşam aşamalarını, uygulatabilen her ebeveyni çok başarılı kabul  ediyoruz...

Ana okulunda sosyalleşmeyi öğrenecek,
okula başlayacak , test çözmeyi öğrenecek
hızlı cevap verecek, kitap okuyacak
sınavlara hazırlanacak, kazanacak,
Lise, üniversite derken erkekler askere gidecek
iyi bir maaş ile zamanını, bilgisini satacak,
Evlenecek
ilk çocukları olacak,
boşanmadan atlatabilenler ikinci- üçüncü çocukları yapacak
Çocukların eğitimi ile yakından alakalı olunacak,
iyi test çözmeleri için daha çok çalıştırılacak...
Bu döngü "daha da  yüklenerek" devam edecek...

"O kadar da zor değilmiş" diyenler bir daha düşünsün derim..
Tahmin ettiğinizden de zor bir süreçtir bu...

Düşünsenize:

Çocuklar hep eşit doğuyor...
Hep özgür...
Bu Dünyada her güzelliğe eşit derecede ortak...
Yaradılış eaaslı  mutlu..

Biz onlara yerlerini ezberlettiriyoruz...
Tarih bilgimizi, gelecek kaygısı ile harmanlayıp inanmalarını sağlıyoruz...
Farklılaştırıyoruz..

Oysa çoğumuz ilk insana inanıyoruz
Yani kardeş olduğumuza... 
Lakin doğduğu yere göre, inancına göre, kazancına göre deri rengine göre sınıflıyoruz...
Ön yargılarımızla yaklaşıyoruz iki kelam etmediğimiz insanlara...
Biliyoruz ki Onlar da bize benzer yargılarla geliyorlar...

Kavga eden ataların hesaplarını soruyorlar birbirlerinden...
Biz de öğrendik, ezberimiz tam oldu...
Şimdi asli görevimizi gerçekleştiriyoruz...
Yargılarını çocuklarına aktaran iyi ebeveyn olmak için çalışıyouz...

Çok da iyi yapıyoruz...
Yoksa Dünya aynı şekilde dönmeye,
Kararmaya,
Yok olmaya doğru yol almaya nasıl devam eder!!!

8 Mart 2017 Çarşamba

KADIN...


İkinci şansa inanır mısın?..
İkinci bahara...

Oluyor mu size de bazan...?
Nefesi sıkışır insanın..
Soluğunu alsan  kıymetini bilmezsin...
Tüm günler, birbirini tekrar eder....
Zaman, aynı kanepe üstünde  sadece iskelet sistemini rahat ettirerek geçer...

Bir kamera kaydetse seni,  en çok 8 metrekare alan içinde geçiştirilmiş ömürlerden biri olduğunu mu görürsün;?...

Televizyon ekranına feda ettiğin, kıymeti bilinmemiş nefeslerinle  azalan ömründür..
Lakin bunu fark etmek yerine telefondan bir kaç mesajı paylaşmak, belki iki süslü lakırdıyı harflere dökmek seni SEN yapar mı gerçekten...

İlk şansların ellerimizle yıpratıldığı, noktalı virgüllerle durdurulmuş yaşanmışlıklara kaç saat daha ekleyebilirsin...
Hani, zaman birbirinin aynı gibi geçer ya artık... Böyle nefes almaya, ne kadar daha dayanabilirsin!!!
*****************

Oğlum sordu geçenlerde...
-Anne taşın en küçük parçası atom mudur?
-Evet oğlum..
- İnsanın en küçük parçası da atom mudur?...
-Aslında evet....
-fark nedir o zaman??
...
Bizim konuşmamız bir kaç saat, tekrar eden birkaç gün sürdü...
Beni alıp duvardan duvara çarptığını bilmeden devam etti...
Ruhlardı, enerji idi, zamandı derken Alper artık sormuyor bu kulvardan bir soru...
Muhtemelen annesinin limitlerinde dolaştığını fark etmiş olmalı...

Hadi sana da ben sorayım.. Nedir fark?
İnsanı taştan ayıran fark sence nedir?...
Seni SEN'i sen yapan farkın nedir?...

************

Ben ikinci şansa inanırım...

Hadi artık...
Kendi çığlığını duymayan bir başkasının elinden tutamazken duy artık kendini...

Kalk kanependen...
Aç pencereyi...
Bırak uyandırsın bahar seni de...
Kendini bulma yolcuğunda güç bul kendinde...
Bırak evren yardım etsin sana, duaların karşılık bulsun...
Duydukların gürültüden öte ses olsun anlam olsun, gülümseme olsun,yüzünde...
Sadece Allah'tan yardım dileme ... Belki bir dua sahibi için Yaradanın eli olacaksın... Çık kabuğundan...
Seni saran  mecburiyetlerinden sıyrıl..
Seviyorsan daha çok sarıl..
İstiyorsan dünyana al ....
İstemiyorsan çıkart hayatından...

Yeter ki kendini değersiz hissetme...
"değersiz"hissettirenlere yol verme...
Silkelen tüm asalaklarından,
Önce ruhunu, sonra bedenini temizle...
Bu hayat sana armağan...
Kendini "mahkum" etme arkadaş...

Çık çıkabildiğin kadar...
koş koşabildiğin kadar...
Tek engelin olan SENi aş, aşabildiğin kadar...
Gerçek SEN'i bul ve yaşa yaşayabildiğin kadar...


İnan ki yanlız değilsin...
Hayatının direksiyonuna geç ve çevrendeki 8metrekarelere çarpa çarpa yol al....
Biz birbirimize sarıldıkça güçlü,
Biz birbirimizi buldukça çığlık oluruz ...
Bizi duvarlar arasına hapseden güçlere bıraktığımız dünya bak ne kadar çirkin...
Biz bu hapisleri kırdıkça güzel olacak yarınlar...
Ben eminim...

Sen demek kadın demek...
Kadın demek güç demek...
Sen kendin ol ki kadın KADIN olabilsin!!!

Hadi bir nefes, bir gayret..
Eğer SEN istersen;
Dünya ikinci şansını bizimle yakalayabilir..
Yarınlar daha temiz yaşanabilir...

Dünyaya ikinci bir şans vermeye var mısın EYYY KADIN???