Translate

6 Eylül 2017 Çarşamba

SÖZLÜĞE EKLENEN KELİMELER...



Ne kadar zaman oldu kendimden vazgeçeli bilmiyorum ama, kendimden vazgeçtiğimi yeni yeni anlıyorum…
Herkesin derdi ile dertlenmeyi insanlık gereği saymışım…
Ne zaman başladı, nereden geldi bu yanılsama bilmiyorum ama elimde nedenini dahi hatırlamadığım “kaybedilmiş an’larla” kaldığım bu yerde yanlızım…
Bunca insan içinde yanlızım…
Dertlerimin önemsizliği ile bana çarpa çarpa yaşayan insanların arasında kendimi kanatmadan yaşamaya çalışmaktan nasıl yorgunum…
Anlatamam…
Anlatamadım…
Bir ben..
Olmasam da olur…
-Olur mu?...
-Olmaz…  diyen bir nefes olsun istedim ama yanlızım…
Gözlerime değdiğinde tüm cevapları konuşmadan veren nefesler olsun istedim…
Olmadı…
-Gitme zamanı.. dedim…
-Gelemeden gitme zamanı…
Bu dünyaya gelmeyi bile başaramamışım…
Basit bir hücre topluluğu olarak nefes alabilmişim sadece...
O zaman gitme zamanı…
…..
…..
……..

GİTMEK

Gittim…
Hayatımı elinde tutan herkesten gittim…
Kendimden vazgeçmekten vazgeçerek gittim…
Yenilenerek çıktım kozamdan..
Yaşadığım her “an”, bu “an” için diyerek gittim…
Geçmişimle barışmadan,
Geçmişime küsmeden,
Geçmişimi olduğu gibi kabul ederek;
Savaşmaktan vazgeçerek gittim…
“Bittiğini düşündüğümde” yeniden gidebilme gücü ile gittim…
Gidebilme özgürlüğünü boynuma kolye yapıp gittim…
Prangalarımı açıp gittim…
Benden alacakları için beni sevenleri bırakarak gittim…
Heybemde sadece benim için bende kendini bırakabileceklerle gittim..



DOĞMAK
Ne zaman doğar bir can?...
Ne zaman ilk var olur?...
Nefes almak mıdır doğmak?..
……
…..
Bence, kendin olabildiğin andır doğum anın..
Kendini ortaya koyabildiğin an…
Sözlerinin ardında durabildiğin…
Olduğun gibi olabildiğin andır…
Tek bir şey için yaratılmış olamayacağını fark ettiğin andır doğum anın…
Yaratılış amacını fark ettiğin andır…
Kendinden doğabilmeyi fark edebilmektir doğmak…
Simurg misali…
Kendi felsefenle geçmişini küle döküp yeniden var olabilmektir doğmak…
Doğabilmek için önce var olabilmek gerek;
Nefes almak değil dediğim elbet…
Özgürce, sansürsüzce düşünebilmek,
Konuşabilmek korkusuzca;
Soru sorabilmek saklanmadan,
Cevap arayabilmek tüm varlığınla…
Sonsuzluk olduğunu, hiçlik noktasında kavrayabilmek,
Bir HİÇ olduğunu sonsuzlukta hissedebilmektir var olabilmek…