Translate

16 Kasım 2014 Pazar

SÜSLÜ İLE HIZLI...1

Herkese Selam;

Evde uyguladığımız  kuklalı (dolaylı) anlatım çalışmalarının sonuncusunu paylaşmak istedim. Bu karakterleri istediğiniz gibi tanımlayıp istediğiniz konu üzerinde tartıştırabilirsiniz.  Ne kadar açık ve aşırı olursa çocukların o derece ilgisini çekiyor.  

Sevgi ve huzurla kalın...

*************

SÜSLÜ İLE HIZLI'NIN MACERALARI

Oyunla Verilmek İstenenler:

- Kimse mükemmel değildir
- Arkadaşlarımıza yardım etmek bizi daha cok mutlu eder.
- Topluluk içinde nasıl davranacağımız konusunda emin olamadığımız her konuda yardım almak, yanlış yapmaktan iyidir.
- Kimseyi rahatsız etmemeliyiz.


Karakter 1: SÜSLÜ

  • Aynadaki görüntüsüne herşeyden çok önem verir.
  • Topluluk içinde uyulması gereken kurallara önem vermez.
  • İyi niyetlidir.

Karakter 2: HIZLI

  • Sabit bir yerde durmakta zorlanır.
  • Çok zeki ve çalışkandır
  • Yavaş olduğunu düşündüğü arkadaşlarını itebilir.
  • İyi niyetlidir.

Süslü ve Hızlı aynı sınıfa giden iki iyi arkadaştır. Birbirlerini korur ve uyarırlar. Farklılıkları ile birlikte yaşamak için sürekli çözüm bulabilirler.

BURNUM AKIYOR...

Süslü : Hapşuuuu... Burnum akıyor, galiba hasta oluyorum.
Hızlı : Geçmiş olsun. Keşke evde kalıp dinlenseydin. Grip bulaşıcıdır diye duydum.
Süslü : Evet Haklısın ama yeni tokamı herkese göstermeliyim.
Hızlı : Süslü hadi daha hızlı yürü derse geç kalıyoruz.
Süslü : Terliyorum sanırım. Hapsuuuu...
Hızlı : Aaa burnun akıyor Süslü
(eliyle burnunu siler ve üstüne sürer)
Hızlı : ıyyy ne yapıyorsun Süslü...
Süslü : Ne yani burnumda mı kalsın.. ?
Hızlı .Hayır akıllım. Kağıt mendile silip, hiç eline bulaştırmadan çöpe atmalısın. Yoksa mikrapları herkese yayarsın ve sen de iyileşemezsin.
Süslü : Ben mikrop falan görmüyorum. Abartıyorsun. Hem geçen gün Güçlü parmagıyla karıştırıp ağzına attı... (Güler.. )
Hızlı : Bu çok iğrenç. Midem bulandı. Bu gülünecek bir şey değil çok yanlış bir hareket. Güçlüyü de uyarmalıyız. Bak akıllım, mikroplar gözle görülemeyecek kadar küçüktür ve bizi çok hasta yapacak kadar da güçlüdür. Böyle yaparsan arkadaşların hem hasta olmamak için hem de ellerin pis olduğundna elini tutmak istemez.
Süslü: Hayır yanlız kalırım o zaman..
Hızlı : Ne sandın akıllım. Hadi bu mendili al. Hapşururken de ağzını kapat. Hem kendini hem bizi koru. Sonra da ellerini sabunla güzelce yıka ki mikroplar elinden temizlensin.
Süslü: Tamam Hızlı. Tokamı alır mısın, ben lavaboya gidiyorum. Sınıfta senden alırım...
Hızlı : Acele et ders başlamak üzere...

Süslü : Teşekkürler Hızlı..

ÇOCUKLARDA UTANMA 2...

Okulda yaptığı bir etkinliği eve getirmeye bayılır benim oğlum.  Anlatır, gösterir; tüm çabasını sarf eder istediği ilgiyi çekebilmek için...

Bir önceki yazıda söylediğim utanma-utandırma kavramları için tiyatral bir oyun oynamayı planlıyorum ya evde, kuklaları da seçmişim, senaryom hazır ama evdeki hesap yine çarşıya uymadı:)
Oğlumu elinde"penguen" çalışması ile gördüğümde sadece gülümseyebildim. Soyu tükenmekte olan hayvanları işlemişler...  Haydi bizim kuklaların yüzüne bakılmadı bile..

Her durumda çözüm üretebilen "annelik içgüdüsü" hızlı bir kıvırma ile kendini gösterdi. Eve geldiğimizde penguenimize bir "kız arkadaş" yaptık... Ben malzemeleri çıkarttım ve keyifli bir ev etkinliği oldu. Neyse kız penguenimizi süsledikten sonra oyuna doğru yönlendireceğim ki komşumuzun sevimli kızı  Defne geldi.  Olduk 3 kişi... Lakin bir penguen daha yapmak enerji yok. Neyse ki Defne kuklalardan birini beğendi ve oyun 3 kişilik doğaçlama bir şekil aldı...

-Ben ---- Hadi karakterlerimize bir isim koyalım. Mesela Benim karakterimin adı "süslü".
-Alper--  Şiimmşekk olsun bi de söndür ve kurtar...!!!
-Ben----  Daha kısa bir  isim olabilir mi?
-Alper--- Hızlı gibi bir şey olmalı ama... erkek ya... (Penguen ne kadar hızlı olabilirse...:))
-Ben----- Süper, adı "hızlı olsun
-Defne--- Kardeşimin ismi olabilir mi?
-Ben---    Karakter senin tatlım, senin kuklan da "Zeynep" olsun.
Bir aşamayı bitirmenin keyfi ile kıkırdadık bir süre...

-Ben---- Karakterlerimizin iyi ve kötü yanlarını söyleyelim. Kimse mükemmel değildir değil mi:)
-Defne--Süslü nasıl?
-Ben--- Adı üstünde süslü. İyi niyetli ama hep aynada nasıl göründüğüne bakıyor.  Gurup içinde nasıl davranılacağını bazen bilmiyor.  Mesela herkesin yanında burnunu karıştırabiliyor...
(Tepki anında geldi.. Iyyy çok iğrenççç...)


Ben ---- Hızlının kötü yanı nedir?
Alper--- Arkadaşlarını ittiriyor olsun. Bir de bazan yaramazlık yapıyor
Defne--- Arkadaşlarını küçümsüyor ama çok başarılı...
Alper --- Hızlı, daha çok başarılı, hep  10 yıldız alıyor...
Defne --- Zeynep de çok yıldız alıyor...
(Yaşın getirdiği yarışma içgüdüsünden kurtarmak için devreye girmem gerek... Hemen hamle...:))

Ben ---- Bu üç karakterimizde çok başarılı ve öğretmenimiz hepsini çok seviyor.
Bu konuda anlaştıktan sonra hemen oyuncaklarımızdan taplama bir sınıf yaptık. Dik konan bir kitaptan yazı tahtası, puzzle parçalarından sıralar....

Hikayenin devamı inanılmaz geçti. Hızlı ve Zeynep; Süslü'ye burnunu nasıl temizlemesi gerektiğini öğretti.Gaz çıkartmanın sağlıklı olmanın bir gereği olduğu, yoksa karnının çok ağrıyacağını bile söyledi Alper. Defne de bu durumda tuvalete gitmesi gerektiğini ve kimseyi rahatsız etmemesi gerektiğini anlattığında aslında"her şeyi bildiklerini" fark ettim.

Aslında sorun yoktu.
Fark Ediş: Sorun benim "utanma" hissimdi,  Bilmek, yapmak için yeterli değildi ki...
Bunu en iyi bilen benim ama yine,  çocuklardan öğrenmiştim.

Çocuğa ne kadar anlatırsak anlatalım, bir kere bile görse o kadar anlatma çabası çöpe gider. Sigara içen bir ebeveynin "sakın sigara içme evladım" demesinin inandırıcılığından öteye gitmez çabalar...

Ne yapmasını istemiyorsak yapmayı bırakacağız önce...  Çocuğumuzun yanında da kalabalık içindeymişiz gibi hareket etmedikçe sadece çabalamış oluruz...

Küfrü sıradan konuşma içinde kullanan büyük, küfür eden çocuğu
Sigara içerken pervasız davranan büyük, sigara içen çocuğu
Eşine, çocuğuna kaba kuvvet uygulayan büyük, arkadaşlarına kaba kuvvet uygulayan çocuğu
Kedi köpeğe "ıyy iğrenç" diyen bir büyük, sokak hayvanlarını sevmeyen- hoşgörü göstermeyen çocuğu yargılayamaz...

Çocuğumuzun bizi takip etmesi çok normal. Zaman, bizim çocuğumuzu takip etme zamanıdır.

Hoşgörü ve sevgi dolu kalın...














5 Kasım 2014 Çarşamba

ÇOCUKLARDA UTANMA 1...

Geçen hafta oğlumun okulunda bir etkinliğe katıldım.  Açıkça itiraf etmeliyim ki Alper'le ilgili katılabildiğim ilk etkinlik oldu. Maalesef hayatın koşuşturmasında hep mazeret sunmak durumunda kalanlardan olmuşum şimdiye kadar...

Etkinlik; anneler arası, annelik üzerine konuşma-dertleşme platformu...
Çocuk gelişim uzmanı eşliğinde; annelerin kendi anneliklerini, annelerini, aile içi iletişim seviyelerini sorguladıkları bir zamana dahil oldum...

Katılımcılara bir süpriz yapılmış. Çocuklara anneleri ile ilgili sorular sorulmuş ve video kaydı alınmış... Çok sevimli... Çoğu çocuk; annesinin yaptığı yemekleri, güzelliğini, iyiliğini anlatmış... Her çocukta "ay çok şirin..." nidaları yükseliyor.
Alper'e sıra gelince, (kabul biraz endişelendim ne diyeceği konusunda) başlarda şaşırtıyormuş gibi yaptıysa da..

-Anne seni çok seviyorum
-neden anneni seviyorsun?
-çünkü benimle yarış arabası oynuyor
-başka?
-tırnaklarını boyamasını istiyorum boyuyor, krem sürüyor,istediklerimi yapma.... sana bir şey söylim mi... annem küçükken ne yaptı biliyor musun?
-söyle bakalım?
-burnunu karıştırırken gördüm...
!!!!!!!

Ben yediğim soğuk duşun etkisi ile bir süre kaldım... Yapmıştı yine yapacağını...:))
Neden utandım bilmiyorum... Oğlum gördüğü gürüntüyü neden önemsedi anlamlandırmaya çalışıyorum.

Burnunun açık olması için bebekliğinden beri özel bir özen göseriyoruz ki nefes sorunu olmasın, sümkürebilmesi için yaptığımız şaklabanlıklar ayrı bir kahkaha konusu oldu hep... Büyüyüp okula başladı ve bizim tavrımızı anlamakta zorlandı.

-oğlum herkesin içinde burun temizlenmez... Bir büyüğünden yardım iste. mendilini kullan. yanlızken yap...
-anne burnumdaki sümük beni rahatsız ediyor!!!!

Var mı bunun daha düz anlatımı...
Muhtemelen de fark etmeden yaptığım baskıyı dışa vurdu yumurcak. Sen de yapıyorsun işte.... Seni de gördüm.....

Kabul ediyorum ki fena bir ders aldım. Utanma dediğimiz şey, utandırılmadan anlatılmalı. Ben belki de kendimi düşünerek "nedenlerini anlatamadan" yapmaktan keyif aldığı bir şeyi yasaklamaya kalktım ( çünkü her burnunu temizlemeyi başardığında alkışlayan bir anne-baba vardı geçmişinde)  neyin değiştiğini daha net anlatmadan da bu dışa vurum değişmeyecek eminim...

Fark ediş: Çocuklarda utanma, adab-ı muaşeret kurallarına uyma gibi konuları nedenleri ile anlatabilmek çok önemli. Malum, bu yaştaki çocuklar en çok birbirlerine karşı acımasızdır. "utanacağı bir duruma maruz kalmadan" bir konuşma dili bulmak için araştırdım. Oyun canavarı Alper için yine oyunla bir yol denemeye karar verdim... Kuklalarımı seçtim bile... Senaryom da hazır... Sonuçları, sonraki yazıda sizlerle paylaşırım.

Sevgiyle ve özgüvenle kalın:)