Translate

22 Nisan 2014 Salı

23 NİSAN


Merhabalar,

Tüm bayram coşkusu ile, içten içe başetmeye çalıştığımız 1920 yılına karşı ezikliğimiz ile merhaba...

Bugün ağaçlar çiçekler böceklerle ilgili bir yazı yazmayacağım elbette... Atalarımızla öğünüp Atatürk'e dizilen methiyelerden de nemalanmayacağım... Gün eleştirme günüdür, silkelenip kendimize gelme günüdür dostlar...

Kurtuluş Savaşı yıllarında çekilen acılara birazcık duyarlı bir Türk İnsanı 23 Nisan'ı içi titreyerek bekler.. Türkiye Büyük Millet Meclisi'nin açılması ile  bu günlere hediye edilen Özgürlüğün, Bağımsızlığın  karşısında saygı ile eğilir..

 23 Nisan yan gelip yatma, tatil tapma günü değildir, olmamalıdır da... Öğretmenler en çok 23 Nisan da mesai yapmalı.... anneler- babalar en çok 23 Nisan'da yorulmalılar.Bayramı bayram yapmadıktan sonra ha 23 ha 24 .... Ha Nisan, ha Mayıs ne fark eder..:((

Eminim hemfikirsiniz ki"bilgi nesilden nesile aktarılır", Mustafa Kemal'in öngörüsünü hatırlarsak "tarih yazan tarih yapana sadık kalmadığı sürece, tarih şaşırtıcı bir hal alabilir".... Unutmamak gerekir ki tarihi güçlüler yazar... Bizim konumuzla eşleştirirsek, güçlü tarih bilgisi olmazsa; yarınlar, dünleri bizim bildiğimiz gibi bilemeyebilirler.... 1920'lerin yaşadıkları gibi bilmezler...

Farkında olmak zorundayız, fark ettirmek zorundayız, 1915 yılında yaşananların bugüne yansımasındaki değişmeleri dikkate almak zorundayız...   Ermenilerce (ve  Fransız desteği ile hareket eden birliklerce) yok edilen yaşamlar, öldürülen bebekler, göz yaşları kan olmuş kadınlar tarihten siliniyor..... Farkında olalım.... Demek istediğim, dünün sorumlularının bu günkü torunlarına hesap kesmek değil elbette ki... Bu bizim kültürümüze, millet adabımıza ters... Lakin bizim gibi başka bir millet yok.. Bu durumda; bu günkü torunların,  ataları üzerinden bize, haksız, tek taraflı hesap kesmelerinin de önünde durmalıyız.

Bayram heyecanını önce biz, anne-baba olarak hissedelim... Zorunluluk değil... Şöyle derin derin bir nefes çekelim ciğerlerimize, beynimize biraz oksijen değegörsün.... Bomba sesleri olmadan, çocukların çoğunlukla, hala gülümsediği bu topraklarda "el" olmadan yaşayabilmenin farkını bir hissedelim... Coşkumuz buradan gelmeli...
Zaman çok çalışma zamanı... Zaman yarınları inşaa etme zamanı... Her gün tekrar etmemiz gereken şey " yarın çok çalışanların olacak.. En çok çalışanın sözü geçecek... Tarih belki de bugünden çoook farklı anılır olacak....."

Farkediş: Nesil planlaması, bu topraklarda uzun vadeli ve çok derin hesaplarla yapılıyor... Kendi tarihimizden utanan, "verin toprak gitsin" diyebilecek kadar şuursuzlaşabilen gençleri gördükçe ONLAR ellerini ovuşturuyor. Görev alma dönemi başlayanlar silkelenmeli, kendine gelmeli..   İlk adım, dünle ve yarınla birlikte BİZ olabilmek.

Bayrağın; kıymet bilmek, saygı duymak, sevmek,  çalışmak demek olduğun
u önce biz hissedelim... Çocuklarımız zaten hissedecektir...



Çocuklarımız özgürlüğü hissederek 23 Nisanları kutlasın,
Çocuklarımız vatan kelimesinin anlamını yaşayarak 23 Nisanları kutlasın.
Çocuklarımız yarınlarının çok da kolay olmayacağını bilerek  23 Nisanları  kutlasın
Çocuklarımız Dünyada sadece kendilerine nasip olan bayramın kıymetini bilerek 23 Nisanları  kutlasın
23 Nisan'ın tarihini bilerek 23 Nisanları  kutlasın...

Çocuklarımız 23 Nisanları kutlasın... Dünya döndükçe çocuklarımız ve çocukluğunu hissedebilenler hep kutlasın...

Sevgi ve coşku ile kalın...





Hiç yorum yok:

Yorum Gönder