Translate

30 Ekim 2014 Perşembe

BİZ'CE CUMHURİYET

" Cumhuriyet hürriyet demek
  Cumhuriyet özgürce yaşamak "

Oğlum evde bu marşı söyleyerek ordan oraya koşuyor.
Okula gitmek için hazırlanıp evden çıkarken evin hangi bölgesini süsleyeceğimizin pazarlığını yapıyor benimle...
 "anne odam olmaz, herkesi odama çağıramam... Salon olmaz mı lütfennn..."

Evde süsleme yapmanın sonuçlarını bilen biri olarak kafamda kestirmeye çalışıyorum neler olabileceğini...Zaman kazanmak için kelimelerle oynarken babamızın gülümsemesine takılıyorum... Canım benim bilmiyor tabi başına gelecekleri..:)

Okulda Cumhuriyet Bayramı turu atacaklar... Keyifle el salladı bize, biz de başladık bayrak balon aramaya... Nihayet okulun birine yakın bir kırtasiyede her istediğimizi bulabileceğimizi düşünerek içeri girdim. Sıralı bayraklar, farklı ebatlarda bayrak posterler, kuş şeklinde kesilmiş süsler, bayrak baskılı balonlar.... Ne ararsan var gerçekten..
 Alışveriş esnasında kasadaki bayanla başladık muhabbete... Ben ümitlerimden bahsederken, ümitsizliği ile " yapamıyorsan karala"  felsefesine saplanmışlığı ile dehşete düştüm...

" Biz Türkler çok tembel bir milletiz..."
" Memleketi bu hale getirenler utansın..."
" Millet uzaya çıkıyor biz bu köşelerde ömür çürütüyoruz...."
" Bizden adam olmaz..."

Hepsi benim tam da damarıma basan, (bana göre) düşünülmeden söylenen, altı boş, ezberletilmiş kelimeler dizisi...

Hanımlık çizgimden kayıp kaynamaya başladım...

"Hanım hanım.. sen hangi millete tembel diyorsun da sonra "Ataturk'ün adını ağzına alıyorsun... Haksızlık değil mi bu sözlerin;  memleketi kurtarmak için, sen "özgür yaşa" diye yokluğun içinde savaşan ATANA..."

"hanım hanım... memleketi bu hale getiren kim... sen neredeydin...ne yaptın da  söyleniyorsun.. birileri gelsin yapsın diye beklediğin şey ne?.. uykunu, lüksünü, rahatını düşünmeyi bırakıp gireceksin siyasete, yerinde savaşacaksın "doğru olduğuna inandığın şey" için... Ama önce düşüneceksin, doğru dediğin kimin doğrusu diye, araştıracaksın, çalışacaksın, yorulacaksın.... konuya her açıdan bakmayı öğreneceksin?....!!!!"

"Hanım hanım....millet uzaya çıkarken, sen ATANI rahat bırakmaz onların yaptıkları ile avunursan, bilimi savunmazsan... daha çok ömür eskitirsin. Rabbim seni "neden yaratıldığını bul" diye yaratmış. Atan, "sen özgürce bayrağını dalgalandır, onurunla yaşa" diye hayatından vazgeçmiş... Sen kimsin ki gençliği yok sayarsın da değersizmiş gibi davranırsın.. Türkiye'ye yapılacak en büyük kötülüktür insanımızı "değersiz" görmek...

"Hanım hanım... herkes kendinden sorumlu.. Senden "adam" olur mu bilmem ama; benim, gençliğimizden de geleceğimizden de beklentilerim yüksek... Anneler, öğretmenler kendilerini bildikten sonra gelecek nesilin kendini bilmemesi mümkün mü?..." Atatürk'ü anlamak, felsefesini bilmek demek. Ne fotoğrafı, ne büstü, ne nasıl yaşadığı... Atatürkü anlamak için, ne düşündüğünü bilmek gerek. Anlamak gerek... Anlatmak gerek...

Fark Ediş: Ben oğluma temel şeyleri anlatmakla mükellefim.  Bunlar da, en değerli hazinesinin "özgürlük" olduğu ile başlar. Dünya tarihinde esaret altına girmemiş iki millet vardır. Bunlar Türkler ve İngilizlerdir... Hiç bir nesil yok ki senden üstün olsun... Türk olmak ayrıcalıklı doğmaktır... Doğduğu andan itibaren ihtiyaç duyacağı tek şey "çok çalışmaktır".. Çok Çalışmak... "Muhtaç olduğu kudret damarlarındaki asil kanda mevcuttur"..

Atatürkçü olmak, çığırtkanlık yapmak değildir, taraf olmak ve papağan gibi söylenenleri tekrar etmek değildir... söylediklerinin doğruluğunu araştırmış, inanmış bir  bağımsız düşünebilen olmaktır...
 Atatürkçü olmak kontrol edebilen olmaktır. Sürece hükmeden olabilmektir....

Akşam olmadan, evde Cumhuriyet köşemizi hazırladık. Bayraklarımızı astık, Alper'in şişirdiği balonlarımızı astık.  Üzerine resim yaptığı balonlarla, çizdiği barış resimleri ve kendi yaptığı bayrakları da eklediğimiz köşemiz, bence,  muhteşem oldu...

Köşenin önüne geçip  istiklal marşını okuması bana verebileceği en büyük hediye idi. 5. doğum gününe bir ay kalan oğlum, beni mutluluktan bir kez daha ağlattı.  https://www.facebook.com/video.php?v=10152955479649796

Mutluluktan ağlamak... Tüm özverilerinin karşılık bulduğu; vaz geçişlerinin, yaşadığın zorlukların anlamsız kaldığı an...
 Anne olmanın anlamını bulduğu an... Yarınlar için umutların tavan yaptığı an...

29 Ekim sabahı erkenden kalkıp, okulda törenimize katıldık. Coşkumuzu katladık... Gün boyunca kah konuştuk, kah oynadık, kah gezdik... her anı mutlu olduk... Akşam yemeğinden önce ailece pastamızı yaptık. Cumhuriyetimizin 91. yaş pastasını... "Nice Yıllara Türkiye'm"diyerek 91 mum niyetine,  üfledi oğlum mumlarını, ... Tabak tabak kesip, sitedeki arkadaşlarına dağıttık. Kapı kapı gezerek, bayramlarını kutladık ve pastamızı paylaştık...




Aslında, kapı kapı umutlarımızı paylaştık, coşkumuzu, heyecanımızı, kahkahalarımızı, BAYRAMIMIZI paylaştık...

Memleketimin tüm insanlarının, özgürce derin derin nefes almanın kıymetini bilmesi dileği ile Dünya döndükçe kutlanacak nice bayramlara Türkiyem...




























Hiç yorum yok:

Yorum Gönder