Translate

17 Mart 2014 Pazartesi

ACILARIN ÜSTESİNDEN GELEBİLMEK


Yaşamın kıyısında hissederiz de korkularımız kanat olur bazen...

Geleceğimizden korkarız, düşüncelerimizden, çevremizdekilerden.... Kaybetmekten, mutsuz olmaktan korkarız... Bazen de kendimizden korkarız; kendimizle kendimiz arasında kalırız...

Bütün gece uykusuz ve endişe ile geçti... İlk değil oğlumun başında sabahlayışımız... Lakin dünyamız böyle iken ilk sarsılışımdı... İlk defa Kafka'yı anlamaya yakın oldum..." ölümün gerçek olduğu bu dünyada hiç bir şey çok da ciddi değildir aslında"
En büyük korkunun Sevgiyi kaybetmek oldugunu fark ettim yeniden... Bizi koşulsuz seven insanları kaybedişimiz o yüzden HİCliğe  sürükler bizi. Hiç bir şey anlam kazanmaz, Hiç  bir şey değer almaz...

Rabbim dedim; "sen kimseyi baş edemeyeceği ayrılıklarla sınama... Hazır olmaz gönül hiç bir ayrılığa... Evlatlarımızla sınama bizleri, Onları da hayırlılarından eyle" diye dua ederek sakinleştirmeye çaliştim kendimi, elimdeki termometre 39,5'u gösterirken...

 Anne- baba-kardes-evlat-eş acılarını yaşayanlar bilir... Silinmez izler bırakır kalbe ve gizlenir gözlerin arkasına.. Sadece, gözlerinin cok derinlerine baktığınızda sevdiğinizin;  ancak görebilirsiniz kalbinin kanayan yerlerini...

Annemi düşündüm... Oğlumun doğumundan sonra uzun süren, çok sancılı bir hastane süreci yaşadım.... 'Onsuz yasayamam' diye gözyaşı döktüğüm zamanlarda "isyan etme kızım, kimseyi benden daha çok sevmeyin diyor Yaradan" derdi.... Bilmek ile yaşama yerleştirmek başkadır.  Annemi o dönemde anlamadığımı anlıyorum..... Oysa şimdilerde fark ediyorum ki' Rahmetli babamin acisi ile başedebilme yoluydu annemin... Yaşam boyunca herkes kendi "acıyla baş edebilme yollari"ni buluyor ve yaşamina yerlestiriyor.

Bu günlerde öyle acılar düştü ki yüreklerimize, hassasiyetimiz artti sevdiklerimize karşi.... Bir anne "oglum" diyerek sarılamayacak fidanına; bir çocuk hayatında hiç "baba" diyemeyecek koşarken kendine açılan kollara; bir kadın ev zilinin çalışını beklemeyecek  sarılıp "kocam hoş geldin" diyemeyecek...

Diyorum ya, acılarımız çok bu sıralar... Hepimiz biliriz, mutlaka tecrübe etmişizdir:  acılar paylaşıldıkça azalır... Şimdi zaman paylaşma zamanı... BİR olma zamanı....  Her şeyin üzerinden gelebileceğimiz gücümüz var aslında. Olaylara yüreğimizle bakabilsek o kadar  kolay olacak ki mutlu olacağımız olayları yaşamak...

Kalbimiz, kaybedişlerimizle buruk kalacak bu günlerde ama çocuklarımızın yarınları için sevelim birbirimizi... Önyargısız ve sevgi ile dinleyelim anlamaya çalişalim.  Eminim çığlıklar sustuğunda, herkes doğru olanı görecek...

 Demokrasiye sahip olmak; dinlemek ve her bireyle konuşabilmekten geçiyor,anlayabileceği kelimelerle konuşabilmekten... Evde çocugunuza anlatırken kullandığınız kelimeler ile komşunuzla konuşurkenki hassasiyetiniz nasıl farklı ise, karşinizdakinin kimliğine göre konuşabilmeliyiz.  Sinirlenmeden, yaşanmışlıklara boğulmadan, adaleti kurmakla kendimizi görevli saymadan, daha çok anlayabilmek icin DİNLEYELİM... Biraz empati, biraz doğru kelimeleri bulma çabası... Hepsi bu....

Sağlıkla, sevgiyle ve sevdiklerinizle kalın...








Hiç yorum yok:

Yorum Gönder