Translate

15 Haziran 2014 Pazar

BABAM GİBİ BABA OLMAK...


Elime her çikolata aldığımda biraz babam kokar her yer...

Almanya'ya verilmiş ömürlerden biridir babam... Bize hasret, anneme ayrılık, babama da zamansız bırakılan bir dünya olarak  verildi bir ömür... İzne geldiğinde çantadan çıkan çikolata, sakız, şampuan ile geçiştirilmiş hasret, dönüşünde cebimize konan harçlıkla perçinlenirdi..

Rize'nin cennet saklı köylerinden birinde filizlenen bir yaşam; "yatılı okul" adı altında çocuk yaşta tanışılan aile ayrılığı bir ömür hiç dinmedi... Aileyi oluşturan bireylerin öncelikleri, belki, değişti ama hep uzakta aile olundu...

Dağın eteklerinde gelecek yoktu babam gibi; gözleri çakmak çakmak, içi içine sığmayan çocuk için. .. Ruhunun bir yanı hep haşarı çocuk olan O adamın yarınları  dağlardan çok uzaktaydı...

Yokluk nedir bilirdi babam.... "dizimize kadar karların içinde bata çıka giderdik okula altını naylonla kapattığımız ayakkabılarımızla"..." gece gaz lambası ile çalışırdık, battaniyenin altında.." derdi hep.... Bizim "yokluk nedir"i bilmemiz için çok çalıştı... Özellikle bana...


 "Varlık içinde yokluk yaşattırıyorsun bize, senin yaşadıklarının acısını bizden çıkartıyorsun" diye yüzüne haykırdığımda daha 12-13 yaşlarındaydım.. İlk tokadı ile o zaman tanıştım... Anlatamamıştı kendini... anlatabilse idi.... belki de anlardım o zaman da şimdi anladığım gibi... "Başarı yoklukla gelir, istemeyi çocuklarınıza öğretin" diyor oğlumun psikolog danışmanı... Babam da bunu uygulamaya çalışmış ama anlatamamıştı... Tıpkı benim şimdi oğluma anlatmakta zorlandığım gibi...
Hep şimdilerde anlıyorum babamı... Geç oldu ama.... Beni izliyorsa, ondan özür dilemek istediğim öyle çok şey var ki....

Okul birincisiyim... Parmakla gösterilen "hırslı öğrenci"... Okul önünde kurulan pazardan bir çuval fasulye almıştık. (Turşu kurulacak, evde kış hazırlıkları..) Pazar çıkışına kadar kendi taşıdı... Hiç sorun yok... Tam okulun önünde bana vermişti çuvalı.. "sırtında taşı" dedi.... kaldım... Olamazdı böyle bir şey, "yer yarıl içine gireceğim" dedim... Ya bir gören olursa, ölürüm utancımdan... Yalvardım yakardım ... olmadı... Ne dediysem kar etmedi.... Eve geldiğimde tüm hafta sonu ağladığımı hatırlıyorum.... Oysa, "-ne yaparsan yap kendine yakıştır yeter... Sen olduğun gibi olmayı öğrenmelisin" demek istemişti bana ama yine anlamamıştım.... O zaman ne söylenmiş ne delirmiştim... ingiltere'de okul masraflarını karşılamak için garsonluk yaptığım zaman anlayabilmiştim babamı... Yeri geldi yer sildim yeri geldi tuvalet temizledim ama kimseye minnet etmedim... Çünkü yaptığım işin hakkını verirsem utanacak bir şey yoktu... Herkes kendi hayatını yaşayabilirdi...Yarınlar için bugün yaptığından utanmamalı insan... TEŞEKKÜR EDERİM BABA....

İlk defa oğlumu kucağıma aldığımda hissettim o dayanılmaz yokluğunu... O'nu ne kadar özlediğimi....
Soracak ne çok sorum var... Eksik kalan ne kadar kucaklaşma kalmış eskilerde... Şimdilerde yüzleşiyorum kendi çocukluğumla... Öyledir ya çocuklar büyürken anne-babalar da kendi çocukluklarını değerlendirirlermiş... Ne kadar doğru...

Eşimin oğlumla geçirdiği her anı büyük bir nimet olarak görüyorum... Onları uzaktan seyretmek ne büyük saadet... Bana baktıklarında gözlerinde oluşan pırıltılar benim tüm varlığım...

Babam BABA olmuştu... Arkadaşım değildi, sırdaşım hiç değildi... Babamdı sadece... Sevdiğini belli edemeyen, söyleyemeyen, bıyık altındaki bir tebessüme sığdırdığı sıcaklıktı sadece yakaladığımız...
O yüzden her hareket önemli bizler için... Babama göre, "sarıldın mı ADAM gibi sarılacaksın; kelimelerin çokluğu hissi anlamsız kılardı çünkü.. Sevgi dediğin ifade edilmez yaşanır..."



İlk ergenlik yıllarımda arsızdım ben... "Siz müslümansınız diye ben de müslümanım  demek istemiyorum" demiştim babama..." kızacak köpürecek sanmıştım ama değil...bana ilk incili ve kur'an mealini babam getirmişti"... İnanmanın önemini anlatmıştı ve her soruma açık olduğunu belirtmişti... Kendine güvenen insanın yapacağı hareketti bu çünkü babam gerçekten inanıyordu ve her sorumun cevabını beni ikna edebilecek düzeyde verebilmişti... İnancım için TEŞEKKÜRLER BABA....

Baba olmak,uzaklarda olsa da gücünün hissettirmektir...
Baba olmak, her karar öncesi size ihtiyaç duyulmasıdır...
Baba olmak, güçlü olmaktır...
Baba olmak, örnek olmaktır...
Baba olmak, geleceği tahmin edebilmektir....
Baba olmak, huzur verebilmektir...
Baba olmak, her zorluğun altındaki iyi hikayeye inandırabilmektir....
Baba olmak, korkmamaktır...
Baba olmak, çektiğin acıyı kimse ile paylaşmadan yaşayabilmektir...
Baba olmak, varlığında hiçbir şeye ihtiyaç hissettirmemektir...
Baba olmak, yokluğunda  çok özlenmektir....

Baba olmak, unutulmamaktır....

SENİ  ÇOK ÖZLEDİM BABA....









Hiç yorum yok:

Yorum Gönder