Translate

10 Haziran 2014 Salı

2. ÜNİVERSİTE


Bol renkli, hareketli, sürpriz kartlarla örülü bir aradan sonra final sınavları geldi çattı...:))

Sınav zamanı park sorunundan dolayı erkenden çıkıp, sınav yeri,  üniversiteye gittim. Sınav salonu; eğitim fakültesi 3. katta... Erken gitmenin avantajı arabayı park edip son dakikaya kalan "baba" bir dersin özetlerini okumaya çalışıyorum... Hani belki olası bir sorunun cevabına denk gelebilmek için nafile son çırpınışlardayım anlayacağınız.....
Dirensem de, olmayacağını anladığımda derin bir nefes çekip yaslandım arkama.. bir-kaç dakikalığına yumdum gözlerimi... Kapı açıldı içeri 17 yaşındaki BEN girdi... nasıl da genç, canlı, ışıl ışıl, hedefleri var ve umut dolu... Geçen yıllar üzerinden, hayallerinden, bahsetti...

Elinde gençliği ve istediği gibi kullanabileceği zaman vardı... Bende tecrübeye dönüşen yıllar ve dünya tatlısı bir evlat vardı...

-son dakka sınav mı yine...dedi ve gülümsedi...
Cevaba gerek yoktu ki... Her son dakikaya bıraktığım derste hayal kırıklığına uğrar ve "asla bir daha olmayacak" çığlıkları atardım... Bir sonraki tekrara kadar elbette..

Saflığından, cahilliğinden hiç bahsetmedim... zaten zaman O'na öğretecekti...

Aynı yerdeydim...

1994'de "çömez" halimle, tanışmaya çalıştığım hayatın aktığı yerlerdeyim.. İnkılap tarihi dersine girdiğimiz sınıf, kapısında olduğum binanın içinde... Hey Allahım...


Arabadan çıkınca başkaydım... Etrafta dolaşırken kalabalık içinde 18, 19,20 ve 21 yaşlarımla da selamlaştık...

Sınav kötü geçti... Sürpriz olmadı... Bahanem mi... OOOooo bahane isterse insan neler neler üretir... üretir de sonuç değişmez.... Ben de faturayı kendime kesecek kadar büyüdüm:))

Sınav sonrası, biraz dolaştım mühendislik fakültesinde... Zamanında pek de bir işe yaradığına inanmadığım laboratuvar binasında.... Kantinimizin bulunduğu ve artık ruhsuz olan yerde... Olmazsa olmaz fotoğraf karesi objesi uçağın etrafında...
Ne çok özlediğimi ilk kez fark ettim.. Bu kadar kesin çizgilerle... Özlemişim...Çünkü artık büyümüşüm....

*********************

İkinci üniversite iyidir... Şiddetle tavsiye edilir...

Öğrenmeyi unutuyor insan.. büyürken sadece tekrarları yapmayı biliyoruz aslında... Zihnimiz öğrendikçe mutlu oluyor... Soru sormayı, sorgulamayı hatırlıyor yeniden...

Hayatınıza yepyeni bir paragraf açma imkanı sunuyor size... YENİ her zaman iyidir.. Yeni cümleler giriveriyor kelime haznenize; tüm sorunlarınızı daha az önemli, daha başa çıkılabilir oluveriyor..

Utku (eşim) da ikinci üniversite okuyor. Hem de felsefe bölümü... Günün akşamında en çok sınavlardan konuşurken eğlendiğimizi fark ettim. Tıpkı üniversiteli olmak gibi.. Üniversiteli iki GENÇ...:) Ruhumuz muhabbetimize, neşemize yansıdı..

Farkediş: Öğrenmeyi hatırlamak gerek  bazan... Geçmişte kaldığını düşündüğün pek çok his geri gelebiliyor...:)) Eskilere gömdüğü kavgalarla yüzleşip ruhunu özgür bırakabiliyor insan...
Özlediklerini aramak için nedene ihtiyacın olmadığını görüyor.. Sadece "özledim" kelimesi yetiyor, muhabbetin kaldığı yerden devam etmesine...

İnsan öğrenmeyi unutmamalı...


Zamanı hesapsız harcayamayacağım yaşlardayım... Zamanım üzerinde "hak sahibi" olan insanlar var artık:) ... 

Kendimle sözleştim, yine geleceğim. Ben sözümü tutarım...:))















Hiç yorum yok:

Yorum Gönder