Translate

14 Eylül 2015 Pazartesi

BARBARLIK MÜZESİ...


Yıl  1963...
Aylardan Aralık...

Doktor beyin eşi ve üç küçük çocuğu tek katlı evde, ev sahipleri ve komşuları ile oturuyor... Olaylar yoğun.... Doktor bey can kurtarma derdinde.. Günlerce eve gelemediği oluyor.. Ev sahibi yalnız bırakmıyor ailesini.. 3 küçük çocuk oyun oynuyor masumca...

Gece saat ilerliyor... sokaktan gelen sesler korkutucu.. Alev alev ilerliyor, kışkırtılmış nefret.. İnsanlar; sokaklarda kendi kanunları ile, kendilerine belirtilen hedefe yürüyor...
Tek amaç, yok etmek... korku salmak...öldürmek...
Piyonlar itina ile seçiliyor, bir nebze merhameti olanlar kurulan oyunun dışına itiliyor...

3 çocuk... gencecik bir anne.... yaşlı ev sahibi çift ve yaşlı komşu... silahsız, savunmasız...hastalara çare olmak için gelmiş doktorun ailesi... hiç tanışmıyorlar... İki kelam ettikleri olmamış... bir kere çay içmişlikleri de yok... hiç tanışmıyorlar... birbirleri ile bir husumetleri yok... Belki konuşsalar bir tanıdığını sağlığına kavuşturmuş olduğunu görecek çocukların babasının... kadının kocasının...

Ev sahibi ışıkları kapatıyor.. 3 çocuk ve anne banyoya saklanıyor... ev sahibi ve komşu tuvalete... silahsız...savunmasız... suçsuz...
Hiç tanımadıkları parmaklar, "evde kimse olmasa bile dağıtın " talimatını uyguluyor...
Hiç tanımadıkları yüzlerdeki, merhamet dilenen gözleri tanıyorlar sadece...

Hiç tanışmayan parmaklar tetiğe onlarca kez basıyor ve hiç tanımadıkları gözleri sonsuza dek kapatıyor.... 3 küçük çocuk....biblo gibi...annelerinin cansız bedeni üzerine, cansız yığılıyor.... Tuvalete rast gele saçılan kurşunlar ev sahibinin karısının alnı ile buluşuyor... diğerleri yaralı...

Yıllarca aynı sokakta yürümüş, birbirini hiç tanımayan insanların söndürdüğü onca hayatlardan birkaçı... kaçırılan kızlar, eğlence olsun diye balta ile parçalanan bedenler...
Yüzyıllar boyunca birlikte yaşamış, barış türkülerini düğünlerine meze etmiş iki halk, nifak tohumları ile koparılmış, ayrıştırılmış,ayrılmış..
Barış türküleri, acı ve ağıt içeren çığlıklara yenilmiş...

Yer Kıbrıs...
Tarihin, 1963 Aralık'ta donduğu ev, "Barbarlık Müzesi"... Bugünleri anlamak için görülmeli..Görmeye giderken akıl gözü ve kalp gözü açık olmalı...

Oyun çok benzer...
Sonuçlar hep aynı...
Bu oyunu bozmak artık bu toprakların kaderi olmalı...

Gandi'nin dediği gibi: "Türkler İngilizleri yenene kadar Tanrıyı da İngiliz zannederdim"...

Biz, modern dünyanın tüm zanlarını değiştirebilecek kudrete sahibiz... "Sahip olduğumuz kudret damarlarımızdaki asil kanda mevcuttur...

Barış türküleri ile kalın...

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder